ResearchBib Share Your Research, Maximize Your Social Impacts
Sign for Notice Everyday Sign up >> Login

A Contextual Approach for Freedom of Speech: The Case of Academic Sphere / İfade Özgürlüğü İçin Bağlamsal Bir Yaklaşım: Akademik Alan Örneği

Journal: Arete Journal of Political Philosophy (Vol.1, No. 2)

Publication Date:

Authors : ;

Page : 47-59

Keywords : Freedom of speech; hate speech; academy; no-platforming / İfade özgürlüğü; nefret söylemi; akademi; no-platforming;

Source : Downloadexternal Find it from : Google Scholarexternal

Abstract

This paper will be an effort to argue freedom of speech and speech legislations by a distinction between general social spheres and academic spheres, especially universities in a context-based approach. Within public sphere, the regulation of hate speech is might be more justifiable for specific reasons that is related with the character of public sphere. On the other hand, the universities are the places where the boundaries of mainstream laws and morality are always being tested. This feature of universities should be the essential places where we can open everything to scrutiny which requires a certain character that allows coping with offensive and controversial remarks going against our beliefs and opinions. However, contemporary trend in universities, in the name of expanding hate speech regulations, works against the ideals of academic spheres in several ways, mostly in denying to give a platform to controversial speakers. This creates a contrast that is worth a discussion between the ideals of academic spheres and the practices that hold sway through the actions increasing pressure on free speech within that sphere / Bu makale, genel kamusal alanlar ile akademik alanlar, özellikle üniversiteler arasında bir ayrım yaparak, ifade özgürlüğü ve ifadeye dair yasalara bağlamsal bir yaklaşım getirme girişimi olacaktır. Genel kamusal alanda, nefret söyleminin düzenlenmesi, kamusal alanın karakteriyle ilgili belirli nedenlerle daha meşru olabilir. Öte yandan üniversiteler, ana akım yasaların ve ahlakın sınırlarının her zaman sınandığı yerlerdir. Üniversitelerin bu özelliği, inanç ve görüşlerimize aykırı, saldırgan ve tartışmalı açıklamalarla başa çıkmayı sağlayan belirli bir karakter gerektiren ve her şeyi incelemeye açabileceğimiz temel yerler olmalıdır. Fakat, üniversitelerdeki çağdaş eğilim, nefret söylemi düzenlemelerini genişletme adına, çoğunlukla tartışmalı konuşmacılara platform vermeyi reddetmek suretiyle, akademik alanların ideallerine çeşitli şekillerde aykırıdır. Bu durum, akademik ortamların idealleri ile bu ortamlarda ifade özgürlüğü üzerindeki baskıyı artıran eylemler aracılığıyla hüküm süren uygulamalar arasında tartışmaya değer bir karşıtlık yaratır.

Last modified: 2021-11-25 07:00:30